13 Eylül 2010 Pazartesi

Keops'tan Karışık Piramitlerden Gökdelenlere


Herkes sorunsuz bir ilişki yürütme çabasında oluyor birini sevdiği zaman,onunla bir yola girdiği zaman.Her şey mükemmel gitsin,ufak tefek tartışmalar olsun bitsin.Olaylar büyümesin isteniyor.Ben de bunu istiyordum.Ne büyük hata!

Siz ilişkinizle bir piramit inşaa ediyorsanız eğer bu piramide olabildiğince pürüz koymalısınız.Engeller,çıkıntılar.Mümkünse tutunacak bir kaç dal...

Çünkü  ilişkiler sonsuza kadar yükselmeye devam etmeyecektir tarih ilerlerken.Hep bir nirvana dönemi olacak ve o dönemi yaşadıktan sonra düşüş başlayacaktır.Siz eğer sorunların üstüne kaygan ve pürüzsüz bir zemin inşaa ettiyseniz düşüşünüz tıpkı bir gökdelenin son katından düşmeye benzeyecektir.O derece hızlı,sert ve mucizesiz.Ama olabildiğince sorunların üzerinde oyalanıp,engelleri görmezden gelmeyip ortada bırakırsanız düşüşünüz bir apartman katından düşmeye benzeyecektir.Şansınız ve sevginiz varsa bir balkon demirine takılıp kurtuladabilirsiniz.Mucize ihtimali olacaktır.Belki de çabalayıp kurtulacaksınız.

gökdelenlerden tükürdüm dünyaya

ben hayatım boyunca
bu yüzden kupkuru ağzım
bak geçmedi yıllarca
belki sen bulursun diye
artık son şansımsın
korkma ısrar yok bende
avunurum içkiyle

http://fizy.com/#s/1lvdmi


5 Eylül 2010 Pazar

konuyla ilgisi olmayan yaralılar


 

Bu sabah uyandığında sevdiğin şarkıları bulamayacaksın
Çapraz sorguya alacak seni vicdanınla hataların falan
Yüzünü yıkamaya da gitme ellerin de tükendi filan aslında
Bu falan filanlarla yenile taarruzunu,eskimek de bir yere kadar

Direniş deneme-yanılma yöntemiyle sözünü kanıtlayacaktır
Sonra birdenbire şehirde yangınlar,cinayetler başlayacaktır

Beni sevme,lüzumsuz,hep mutlu aşkta aklın kalacaktır


küçük iskender-sarı şey syf.98

*resim benim eserimdir.gorgoroth sesinden unchain my heart'ı hatırlatması temennisiyle...

2 Eylül 2010 Perşembe

140 karakterden fazla tweetler vol.I



< Düşüncelerimin hakimiyetini sağlamakta problem yaşamıyorum.Sadece bir problem yaşamadığımı nasıl açıklayacağımı bilemiyorum.(bkz: the shawshank redemption replikleri) Bu durumda 'ergen','liseli' gibi sıfatlar üzerime yapıştırılıyor.Bunun çok acımasız olduğunu düşünenler de 'aptal dişi sendromu','depresyon' gibi teşhisler koyuyorlar.Neyse ki bir şeyleri fark ettim,insanoğlunun kendi kendine yetebileceğini de gördüm.

< Şu 'elit' sayılan dersanelerin "biz diğer lay-lay-lom dersaneler gibi değiliz,kurallarımız var" havaları kafa sikiyor,süreklilik kazandıkça.Öğrencilik kavramı kalıplara dökülüyor diyeceğim de herkes bunun yeterince farkında zaten.Neyse bu da böyle işte...

< Bir zamanlar sevgilisinden ayrılmış her kıza "evlenmeyi düşünmüyordun herhalde,bu işler bir oyun,öğrenmelisin","hayat devam ediyor,çık-gez-eğlen" tarzında verilen tavsiye ve teselliler giderek gereksizleşmeye başlıyor kanımca.Çünkü artık o kadar ciddi ilişkiler de yok,derinden yaşanan aşklar da...Tavırlar,davranışlar,duygular giderek pragmatist bir hal alıyor,bilginize.

< "Punk dinleyince kendimi aptal gibi hissediyorum" söylemine sahip olan bireyin hayatı tersten anlayabiliyor olma kabiliyeti gelişmemiş anlaşılan...Punk bende 'her şeyi çözdüm,yaşadım,yaladım,yuttum ve senin için basite indirgedim,al biraz takıl,eğlenirsin,kafa dağıtırsın' hormonlarını salgılıyor.Dinledikçe aptal olabilmenin tadına varıyorum.Değişik,hoş...